top of page
Semah.jpg

Semah

Alevilikte Semah

Arapça bir sözcük olan Semah, Türkçede Gökyüzüne yükselme anlamına gelir. Topluca yapılan Ayn-i Cem ibadetlerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Cemlerdeki, her biri ayrı bir anlam ve öneme sahip olan oniki hizmetlerden biridir. Geleneksel inanca göre kaynak Kırklar Cemine dayanır.

Semah, Alevi inancının müzik, söz ile birlikteliğini temel alan bir coşku halidir. Aynı zamanda ibadet (zikr'le ayin) olarak görülen bu coşku hali, Aleviliğin ayırtedici özelliklerindendir. Semah aynı zamanda Tanrı aşkına ulaşmak için ortaya çıkan coşkunun bir tür dışavurumu olarak da yorumlanır.  Alevi geleneğine göre Semahın kaynağı Kırklar Meclisi  olup, ilk semahın Kırklar Meclisinde dönüldüğüne inanıp itikat edilmektedir.

Bu içsel-manevi yaşantı, dilin ve kelimelerin kalıbına bürünerek zahiri dünyaya çıkar. Ancak o zaman da canlı bir yaşantı olmaktan çıkarak, kelimeler ve semboller yığını haline gelir. 
Mevlevilerde de semah vardır fakat bu yine de Alevi semahlarından köklü bir şekilde ayrılır. Zira Mevleviler Islamın şeriat kuralları gereği Semalarında sadece erkeklere yer verirler. Kadınlar semaha alınmazlar. 

Alevilerde ise kadın-erkek ayrımına yer yoktur (Alevilikte hepsi Can'dır). Bu yüzden kadın-erkek birlikte dönerler. Alevi inancında üç, beş, yedi, dokuz, oniki gibi sayıların özel bir anlamı olduğu için, semah dönen canların sayıları bunlara göre tertiplenir.

Semahların bir özelliği de baş açık, yalın ayak (üryan-büryan) dönülmesidir. Giysilerde yöreden yöreye farkılıklar gösterse de, genelde yine Alevi inancında özel anlamları olan kırmızı ve yeşil renkler giyilmesine özen gösterilir. Semah dönen bacılar başlarını bellerine kadar uzanan bu renkli giysilerle kapatır ve üzerine yeşil kuşak bağlarlar.

Alevi semahları bağlama eşliğinde dairesel bir şekilde dönülür. Alevilerin Çepni kolu ise semahta kullanılan enstrüman sayısının oniki olmasına (oniki imamları temsilen) özen gösterirler.

Semahlar yöreden yöreye biçimsel farklılıklar gösterse de özü daima birdir; gaye ve anlam aynıdır. Bir çok semah çeşitleri vardır. Ya Hızır semahı, Alaçam Semahı, Kırklar Semahı, Ali Nur Semahı, Kırat Semahı, Turnalar Semahı, Dem Geldi Semahı, Çapraz Semahı bunlardan sadece bir kaçıdır.

Semahın bir çok çeşidi olmasına rağmen hiç bir türünde el ele tutulmaz, Mürşid'i temsilen postta oturan dedeye sırt dönülmez. Postun önünden geçerken cemal cemale gelinir, ki bunun da Alevi inancında önemli bir anlamı vardır. Hilmi dedebabanın bir nefesinde bunun anlamı şu dizelerle dile getirilir: Tuttum aynayı yüzüme, Ali göründü gözüme, nazar eyledim özüme, Ali göründü gözüme. 
Semahlarda el ve ayak hareketleri mistik anlamlar içerir. Bir elin avuç içinin göğe dönük, diğerinin yere dönük olması, Alevi Sufi ve dervişlerinin deyimiyle „Haktan aldığını halka vermek“ anlamına gelir. Semahın, bir birini tamamlayan üç aşaması vardır:


Ağırlama, ki müziğin ağır ağır ilerleyen ritmiyle kişi kendini el ve ayak figürleriyle yavaş yavaş konsantre ederek içe yönelmeye hazırlar. 


Ardından ikinci aşama olan hızlanma süreci başlar. Dışarıyla bağını keserek "İç Alemler'in Kapısı"n aralar ve oraya girmeye çalışır. 


Ağır ağır başlayan ve belli anlamları olan figürler eşliğinde Semah hareketleri giderek hızlanır. Okunan semah deyişleri ile uygulanan hareketler arasında uyum vardır. Örneğin, Alevi inancında önemli bir yeri olan Turna kuşu ile ilişkilendirilen Turnalar Semahı’nda, Turna kuşunu simgeleyen hareketler canlandırılmaktadır. Semah sırasında Cemde bulunan canlar “Hakk için ola, Seyr için olmaya” gibi sözlerle semaha eşlik ederler. Semah, Dede’nin semahçılara duasıyla son bulur.  Aynı zamanda müzüğin ritmi de buna paralel olarak hızlanmaya başlamıştır. Turnanın gökyüzünde süzülürken hissettiği hafiflik halini hisseder.


Üçüncü aşama ise, içindeki sonsuz kuvvet ve kudret olan Hakkla bütünleşme aşamasıdır. Artık çarka girmiştir, sadece dünyayla (zahirle ) değil, kendi benliğiyle de bağı kesilmiştir. Bu son aşamada Hakk'la Hakk olan semah dönen canlar, içsel dünyanın derinliğine dalarak derin bir cezbe (kendinden geçme, taşma, trans) hali yaşar.

Semahın neden Alevi inancının bir parçası olduğu ve neden bir halk dansı olarak taktim edilemeyeceğinin altında yatan gerçek işte budur. Toplumsal şartlanmışlıktan ve nefsin yarattığı tabulardan ibaret olan kural ve kaideler vasıtasıyla, Allah'ın asla kavranamayacağının delilini Alevi inancı bu yoldan berrak bir şekilde ortaya kor. 

bottom of page